DELİ İNEK HASTALIĞI
( BSE )
Bundan yıllarca önce Afrika da dış çevreden tamamen soyutlanmış bir yerli kabilesi vardı. Bu kabileyi diğer kabilelerden farklı kılan şey Ölülerini yeme adetleriydi. Bu kabilede sıkça yerlilerin tabiriyle "GÜLEN ÖLÜ" hastalığı görülüyordu. Bu hastalık daha sonraları bu kabilenin ölüleri yeme alışkanlıklarından vazgeçirilmeleri sonucu ortadan kaldırılmıştır. Bu Günkü Deli İnek hastalığının bildirilen ilk vakaları arasında yer alan bu olay oluşumu ve sonuçları açısından oldukça düşündürücüdür.
Gerçekte DELİ İNEK HASTALIĞI olan BSE ( Bovıne Spongiform Encephalopathy )’ nın halk arasında DELİ DANA hastalığı adıyla yayılmasının sebebi Türk toplumunda böyle bir deyimin olmasındandır.
DELİ DANA isminin bu hastalığı tanımlamaya yeterli olmamasının sebebi hastalık belirtileri gösterip ölen sığırların hemen hepsinin 2,5 yaşından daha yukarı yaşlarda ( danadan daha büyük ) olmasıdır.
SCRAPİE hastalığı ise 1846 yılında İngiltere’de yapılan bir laboratuar araştırmasında ortaya konan protein parçacıklarından oluşmuş PRION adı verilen özel bir yapıdır. Prion ne bir virus ne de bir bakteridir.
İneklere, SCRAPİE’li koyunların iç organlarından ve kemiklerinden hazırlanan yemlerden geçtiği varsayılmaktadır. Koyunlardaki SCRAPİE hastalığı ise 1887’den beri bilinen bir hastalıktır.
Diğer hayvanlara, özellikle kedi ve köpek gibi özel olarak yetiştirilen türlere de sığırların ve koyunların etlerinden hazırlanan mamalarla bulaştığı saptanmıştır.
İlk kez 1987 yılında, İngiltere’nin Surrey bölgesinde bir çiftlikte görülen çok ilginç ve öldürücü bir sığır hastalığının rapor edilmesiyle bu hastalıktan haberdar olunmuştur.
Daha sonra yapılan soruşturmalar bu sığır hastalığına ilk olarak 1987’de değil, tahminen1982 yılından itibaren İngiltere’de görülmeye başlandığını ortaya koymuştur. 1987 yılına gelinceye dek muhtelif çiftliklerde tahminen 100 dolayında sığırın bu hastalıktan öldüğü, fakat tek tük vakalardan ibaret olduğu için önem verilmediği, bilinen başka hastalıkların bir şekli gibi algılandığı anlaşılmıştır.
Bu hastalık İngiltere, İrlanda, İsviçre, Portekiz ve Fransa’da mevcuttur. Falk Adaları, Umman Sultanlığı, Almanya, Kanada, İtalya ve Danimarka’da da ithalat sonucu bu hastalık hala mevcuttur.
Hastalığa Yakalanmış Hayvanlarda Şu Belirtiler Gözlenir:
· Hayvan durgunlaşır, endişelidir, otlamaz ve bakışları sabit noktaya yönelmiştir.
· Sürekli kuyruk sallamak ve başı hareket ettirmek suretiyle sineklere karşı aşırı tepki gösterir.
· Dokunma ve ses uyarılarına karşı aşırı derecede duyarlıdır.
· Butlarda, boynun alt kesiminde ve omuz bölgelerindeki kaslarda istem dışı kasılmalar oluşur, yürüyüş düzeni bozulur.
Etken alındıktan 2-8 yıl arasında inekte bu belirtiler görülür. Son iki hafta içerisinde hasta hayvanda, saldırganlık, ayakta duramama, çıldırma derecesine varabilen davranış bozuklukları ve sonuçta felç meydana gelerek hayvanı çabucak ölüme götürür.
TEŞHİS VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ :
Ölen hayvanların beyin dokusundan alınan parçalarda sinir hücresi kaybı ve süngerimsi bir yapı görülür.
Henüz bu hastalığı teşhis edebilecek teknik ve bilimsel imkanlar yeterli düzeyde olmadığından hastalık Türkiye’de tam anlamıyla teşhis edilememekte ve bulgular havada kalmaktadır.
Tedavi mümkün değildir. Hastaların öldürülüp yakılmak suretiyle imha edilmesi gerekmektedir.
Deli İnek Hastalığı sonucu sığırlardan insanlara geçtiği sanılan üç hastalık vardır:
KURU HASTALIĞI :
Tüketilen et, salam, sosis gibi besinlerden bulaşan etken insanlarda davranış değişikliklerine yol açar.
CREUSFELD – JAKOP HASTALIĞI:
55-60 yaş üstündeki insanlarda milyonda bir görülür. Hafıza kaybı, koordinasyon bozukluğu, istem dışı kasılmalar ve beyin dalgalarında bozukluklar ( EEC ) gösterir. Hastayı 6 ay içerisinde öldürür.
GERSTMAN STRAUSSLER SENDROMU:
Çok seyrek rastlanır. Kalıtım yoluyla geçen sinirsel bir hastalıktır. İnsanlarda etken en çok beyin, omurilik, sinir uçları ve az olarak da karaciğer,dalak,böbrek, kemik yüzeyi ve kemik iliğinde görülür. İnsanlardan insanlara da bu hastalıkların bulaştığı görülmektedir. Özellikle organ nakilleri, ameliyat aletlerinin tam olarak sterilize edilememesi, hasta kişiden eşine cinsel yolla geçtiği görülmüştür.
DOST SİTELERİMİZ
31 Ekim 2007 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder